Şimdi üye Ol

Giriş yapmak


kayıp Şifre

Şifreni mi unuttun? Lütfen e-mail adresinizi giriniz. Bir bağlantı alacaksınız ve e-posta yoluyla yeni bir şifre oluşturacaksınız.

Soru ekle

Üzgünüz minimum puana sahip değiliz Lütfen puan kazanarak bile soruları yanıtlayın ( Minimum puan = 5 ) .

Giriş yapmak

Şimdi üye Ol

Sorularına daha hızlı yanıt almak için bir hesap oluştur

Biyoloji 2 Ders Notu & Konu Anlatımı

ÜNİTE : 1 – 1.Konu: Canlıların Çeşitliliği Ve Sınıflandırılması

• Canlı türlerinin sınıflandırılması, onların yapılarını, işlevlerini ve evrimsel ilişkilerini anlamamızı sağlar. Ayrıca, canlı türlerinin korunması ve sürdürülebilir kullanımı için de önemlidir.
• Bu kadar çok canlı türünü incelemek ve anlamlandırmak için onları sınıflandırmak gerekmektedir.
• Canlıların sınıflandırılmasını inceleyen bilim dalına taksonomi, bu bilimle uğraşan bilim insanına taksonomist denir.
• Canlıların sınıflandırılmasında kullanılan en temel kategoriler şunlardır: alem, şube, sınıf, takım, familya, cins ve tür.
• Canlı türlerinin sınıflandırılması, onların yapılarını, işlevlerini ve evrimsel ilişkilerini anlamamızı sağlar. Ayrıca, canlı türlerinin korunması ve sürdürülebilir kullanımı için de önemlidir.

Sınıflandırma Çeşitleri
Sınıflandırma ampirik (yapay) ve filogenetik (doğal) sınıflandırma olmak üzere ikiye ayrılır.

Amipirik (Yapay) Sınıflandırma
Bilimsel olarak canlıları ilk sınıflandıran bilim insanı Aristo’dur. Aristo’nun yaptığı bu sınıflandırmaya yapay (ampirik) sınıflandırma denir.

Filogenetik (Doğal) Sınıflandırma
Bu sınıflandırma canlıların köken benzerliğini yani akrabalık ilişkilerine bakılarak yapılır. Doğal (Filogenetik) sınıflandırmada canlıların homolog organları dikkate alınır. Homolog organlar kökenleri aynı fakat görevleri farklı olan organlardır.
Örneğin balinanın yüzgeci ile insanın kolu.

Canlıların Sınıflandırılması ve İsimlendirilmesi
Tür Kavramı
Sınıflandırmanın en küçük birimi “tür“dür.Tür, ortak bir atadan gelen, yapı görev bakımından ortak özelliklere sahip olan, kendi aralarında çiftleşerek verimli döller meydana getirebilen bireylerin oluşturduğu topluluktur.

Sınıflandırma Birimleri  
Sınıflandırma birimleri şu şekilde gerçekleşmektedir;

ÜNİTE : 1 – 2.Konu: Canlı Âlemleri Ve Özellikleri

CANLI ÂLEMLERİ
Günümüzde canlılar, sistematik karakterlerine göre altı âlem altında sınıflandırılır.

Bakteriler âlemi
• Tüm Bakteriler, Prokaryot ve Tek hücrelidir, aynı zamanda Ribozom, halkasal DNA, RNA, sitoplazma, hücre zarı, hücre çeperi, enzim sistemi bulundurur. Glikojen depolar.
• Bazı Bakteriler: Kapsül, pilus, kamçı, plazmit, mezozom, klorofil bulundurabilir ve endospor oluşturabilir.
• Bakterilerde üreme olayı eşeysiz olarak bölünme olayıyla gerçekleşir. Çeşitliliği sağlayan mutasyon ve konjugasyon olaylarıdır.Arkeler âlemi
Ekstrem koşullarda yaşayabilen, tek hücreli ve prokaryot canlılardır. Hücre zarı, sitoplazma, DNA, RNA, enzim sistemi, ribozom ve hücre duvarı bulundururlar. Arkelerin hücre duvarı bakterilerden farklı olarak pseudopeptidoglikan yapıdadır.
Halofil adı verilen arkeler diğer canlıların yaşayamayacağı kadar tuzlu ortamlarda yaşayabilir.
Termofil denilen arkeler aşırı sıcak (90-121°C) bölgelerde yaşar.
Psikrofiller, diğer canlı türlerinin yaşama imkânı bulamadığı çok soğuk ortamlarda yaşar.
Metanojenler, metabolik faaliyetleri sırasında metan gazı (CH,) oluşturdukları için bu şekilde adlandırılmıştır. Oksijensiz ortamlarda yaşayan metanojenler çiftliklerdeki hayvan gübrelerinde, çöplüklerde, bataklıklarda, otçul hayvanların sindirim sisteminde, kirlenmiş sularda ve okyanusların dip kısımlarında yaşar.Protista âlemi
• Bu âlemdeki canlıların tamamı ökaryot hücre yapısına sahiptir. Bazıları tek hücreli bazıları ise çok hücrelidir. Çok hücreli olanlarında hücreler arasında iş bölümü görülür. Fakat dokulaşma görülmez.
• Bazıları heterotrof bazıları otorotrof beslenirken bazıları hem otorotrof hem heterotrof beslenir.
• Bazıları eşeysiz, bazıları ise eşeyli ürer. Eşeysiz üremeleri bölünme ile, eşeyli üremeleri konjugasyon ile olur. Bazıları ise hem eşeyli hem eşeysiz üreyebilir.
• Tatlı suda yaşayanlarında kontraktil koful bulunur. Bu organel ile içlerine giren fazla suyu dışarı atar.
• Bu âlemde bulunan canlılarda hareket organeli olarak sil, kamçı, kök ayak gibi yapılar bulunabilir.
• Protista âlemi; kamçılılar, kök ayaklılar, silliler (kirpikliler), sporlular, algler ve cıvık mantarlardan oluşur.Bitkiler âlemi
Bitkiler, fotosentetik ototrof (fotoototrof) beslenen, gelişmiş organizasyona sahip, ökaryot çok hücreli, üretici canlılardır. Bitkiler, taşıdığı kloroplastları sayesinde güneş enerjisini biyokimyasal enerjiye çevirir. Yaprak hücrelerindeki kloroplastlarda bulunan klorofil molekülü sayesinde güneş ışığını soğurup elde ettiği enerji ile su, karbondioksit gibi inorganik maddelerden organik madde sentezi yapar ve atmosfere oksijen gazı verir. Bitkiler, fotosentez yoluyla ürettiği glikozu; kök, gövde, yumru, tohum, meyve gibi yapılarında nişasta olarak depolar.
Bitkilerin toprak üstü kısımlarına sürgün, toprak altı kısımlarına kök denir. Bitkiler kök, gövde ve yaprakları ile eşeysiz; çiçek, meyve, tohum gibi yapılarıyla eşeyli olarak çoğalır. Bitkilerde eşeyli üreme spor veya tohumla gerçekleşir. Bazı bitkilerde tohum oluştuktan sonra meyve gelişir.Bitkiler âlemi
Bitkiler, fotosentetik ototrof (fotoototrof) beslenen, gelişmiş organizasyona sahip, ökaryot çok hücreli, üretici canlılardır. Bitkiler, taşıdığı kloroplastları sayesinde güneş enerjisini biyokimyasal enerjiye çevirir. Yaprak hücrelerindeki kloroplastlarda bulunan klorofil molekülü sayesinde güneş ışığını soğurup elde ettiği enerji ile su, karbondioksit gibi inorganik maddelerden organik madde sentezi yapar ve atmosfere oksijen gazı verir. Bitkiler, fotosentez yoluyla ürettiği glikozu; kök, gövde, yumru, tohum, meyve gibi yapılarında nişasta olarak depolar.Bitkilerin toprak üstü kısımlarına sürgün, toprak altı kısımlarına kök denir. Bitkiler kök, gövde ve yaprakları ile eşeysiz; çiçek, meyve, tohum gibi yapılarıyla eşeyli olarak çoğalır. Bitkilerde eşeyli üreme spor veya tohumla gerçekleşir. Bazı bitkilerde tohum oluştuktan sonra meyve gelişir.Mantarlar âlemi
• Tamamı ökaryot ve heterotroftur. Tek ve çok hücreli türleri vardır. Depo karbonhidratı glikojendir. Kitin yapılı hücre duvarına sahiptir. Hücrelerinde birden fazla çekirdek bulunabilir.
Vücutları hif adı verilen liflerden oluşur. Hiflerin toprak altında dallanmasıyla miselyum oluşur. Miselyumlar mantarların köksü yapısıdır. Bu yapı hem mantarın toprağa tutunmasında hem de beslenmesinde görevlidir.
Mantarlar spor adı verilen dayanıklı hücreler ile ürer. Çoğunda eşeyli ve eşeysiz üremenin birbirini takip ettiği özel bir üreme şekli görülür. Maya mantarları ise tomurcuklanarak ürer.
Şapkalı mantarlar, parazit mantarlar, küf mantarları, bira mayaları mantarlara örnektir.
Mantarların doğadaki en önemli fonksiyonu ayrıştırıcı olmasıdır. Bu nedenle madde döngüsünde önemli role sahiptirler. Parazit mantarlar insanlarda, hayvanlarda ve bitkilerde çeşitli hastalıklara yol açar. Şapkalı mantarların bir kısmı besin kaynağıdır. Küf mantarlarından ilaç üretilebilir. Maya mantarları ise ekmek yapımında rol alır.

Hayvanlar âlemi
Tümü ökaryot, heterotrof ve çok hücrelidir. Genellikle aktif yer değiştirebilirler. Eşeyli ve eşeysiz üreyenleri vardır. Tamamı oksijenli solunum yapar. Fakat bazıları oksijensiz solunum yapan hücre gruplarına sahip olabilir.
Hayvanlar alemi; omurgasızlar ve omurgalı hayvanlar olmak üzere iki şube altında incelenirler.
Omurgasız Hayvanlar
Tümü ökaryot, heterotrof ve çok hücrelidir. Genellikle aktif yer değiştirebilirler. Eşeyli ve eşeysiz üreyenleri vardır. Tamamı oksijenli solunum yapar. Fakat bazıları oksijensiz solunum yapan hücre gruplarına sahip olabilir.
Süngerler, sölentereler, solucanlar, yumuşakçalar, eklembacaklılar ve derisidikenliler olmak üzere 6 gruba ayrılır.
• Süngerler, deniz veya tatlı sularda yaşayan, basit yapılı, organ ve sistemleri az gelişmiş, simetrisi genellikle olmayan, eşeysiz ve eşeyli üreyen, kendilerine özgü bir iç iskelete sahip ve poradi delikler aracılığıyla filtrelemeyle beslenen canlılardır.
• Sölenterler, denizlerde ve tatlı sularda yaşayan, yumuşak vücutlu etçil hayvanlardır. Doku düzeyinde organizasyona sahip ve kas, sinir ve üreme organları içeren basit canlılardır. Solunum ve boşaltım sistemi yoktur. Sindirim, vücutlarının ortasında bulunan bir boşlukta gerçekleşir. Ağız ve anüs aynı deliktir. Eşeyli ve eşeysiz üreme görülür. Bazıları biyolüminesans gösterir.
Solcunlar, Tatlı sularda, denizlerde, toprakta ve parazit olarak konak canlıların vücudunda yaşayabilir. Basitten gelişmişe doğru yassı, yuvarlak ve halkalı solucanlar olarak 3 gruba ayrılır.
Eklem bacaklılar, hayvanlar aleminin en geniş şubesini oluşturur ve bilinen türlerin yaklaşık dörtte üçünü kapsar. Bu omurgasız canlılar, çizgili kasları sayesinde hızlı hareket edebilen ve kara hayatına en iyi uyum sağlamış gruptur. Kitin yapılı dış iskeletleri esnek olmadığından büyümeyi sınırlar ve bu nedenle eklem bacaklılarda embriyonel dönemde başkalaşım (metamorfoz) ve ergin dönemde deri değiştirme olayı görülür. Hem etçil hem de otçul türleri barındıran eklem bacaklıların sindirim sistemleri tamdır ve ağız yapıları beslenme tarzlarına göre farklılık gösterir. Yengeç, karides, ıstakoz, akrep, kene, örümcek, çekirge, kelebek, sinek, dev arı, kırkayak ve çıyan, bu şubenin en bilinen örnekleridir.
• Yumuşakçalar, omurgasız hayvanlar arasında ikinci en büyük grubu oluşturan, yumuşak gövdeli ve çeşitli büyüklük ve şekillerde olabilen canlılardır. Kabuklu türleri yaygın olsa da mürekkep balığı gibi iç iskeletli ve sümüklü böcek gibi iskeletsiz türleri de mevcuttur. Suda yaşayanlar solungaç, karada yaşayanlar ise deriyle solunum yapar. Dolaşım sistemi türlere göre açık veya kapalı olabilir. Eşeyli üremeyle çoğalan yumuşakçalardan bazıları hermafrodittir. Birçok türü besin olarak tüketilir ve istiridyelerden elde edilen inci ve sedef takı yapımında kullanılır
• Derisi Dikenliler, Denizlerde yaşar ve solungaç solunumu yapar. Eşeyli ve eşeysiz üreme görülür. Vücut yüzeylerinde dikensi yapıları bulunur. Vücutlarının altında bulunan ayakları ile beslenir ve hareket eder. Denizyıldızı, denizkestanesi ve denizhıyarı bu grupta bulunan örneklerdir. Denizyıldızında basit iç iskelet bulunur.

Omurgalı Hayvanlar
Omurgalı hayvanları; balıklar, iki yaşamlılar, sürüngenler, kuşlar ve memeliler olmak üzere 5 grupta inceliyoruz.
• Balıklar,kalplerinde kirli, vücutlarında temiz kan dolaşır. Soğuk kanlı canlılardır. Kış uykusuna yatmaz ve genellikle yavru bakımı yoktur. Köpek balıkları, vatoz ve kedi balığı gibi balıkların iç iskeletleri tamamen kıkırdak yapılıdır. Solungaç solunumu yaparlar.
• İki Yaşamlılar.
Yaşamlarının bir kısmını suda bir kısmını karada geçirdikleri için “iki yaşamlılar” adını almışlardır.
Gelişmelerinde genel olarak başkalaşım görülür.
Suda ve nemli yerlerde yaşar.
Larva dönemlerinde solungaç; ergin dönemlerinde deri ve akciğer solunumu yaparlar. Deri solunumlarının iyi olması için derisi mukus salgılar (bazı türlerde zehir bezleri de bulunabilir).
Soğukkanlı hayvanlardır. Kış uykusuna yatarlar.
Genellikle dış döllenme görülür ve gelişme suda tamamlanır.
Kurbağa, semender (kuyruklu kurbağa) bu gruba örnek verilebilir.
• Sürüngenler.
Vücutları keratin pullarla kaplı kara canlılarıdır.
Kreatin pullar sert ve sağlam bir doku oluşturduğundan derisinde gözenekler bulunmaz bu yüzden deri solunumu yok denecek kadar azdır.
İç organları kaburgalar tarafından korunan ilk omurgalılardır.
Kertenkele ve yılanlarda pullu deri, büyümeyi engellediğinden zaman zaman yenilenir, buna deri değişimi denir
Azotlu boşaltım atıkları ürik asittir.
Kalp karıncığı yarım bir perde ile ikiye ayrılmıştır (Timsahlarda kalp dört odacıklıdır). Kış uykusuna yatarlar.
İç döllenme görülür ve gelişme ana canlının vücudu dışında gerçekleşir. Ancak bazı türleri doğurur.
Sürüngenlere; yılanlar, kertenkeleler, kaplumbağalar, timsahlar ve şu anda yaşamayan dinozorlar örnek gösterilebilir.
• Kuşlar
Sabit vücut ısılı canlılardır. Yavru bakımı vardır. Yumurtlama ile vücut dışına çıkan yumurtanın üzerine, yani kuluçkaya yatar. Akciğer solunumu yapar. Akciğerlerine bağlı hava keseleri vardır. Bazı kuşlar uçma yeteneğine sahip değildir. Vücutları tüylerle kaplıdır. Ağız gaga şeklinde farklılaşmıştır ve dişleri yoktur.
• Memeliler
İnsanlarında içinde bulunduğu en çok evrilmiş gruptur. Vücutları kıllarla kaplıdır. Derilerinde ter, yağ ve süt bezleri gibi salgı bezleri bulunur. Akciğer solunumu görülür. Akciğerlerinde alveol adı verilen kesecikler bulunur. Kastan yapılmış bir diyaframa sahiptirler. Çoğu tür kendine ait sesler çıkarabilir. Tamamında iç döllenme görülür. Yavru bakımı vardır. Yavrular süt bezlerinden salgılanan süt ile beslenirler. Olgun alyuvarlarında çekirdek yoktur.
Memeliler, gagalı memeliler, keseli memeliler ve plasentalı memeliler olmak üzere üç gruba ayrılır.

ÜNİTE : 1 – 3.Konu: Canlıların Biyolojik Süreçlere, Ekonomiye Ve Teknolojiye Katkısı

Bakterilerin Biyolojik ve Ekonomik Açıdan Önemi:
Biyoremidasyon olayında, madde döngülerinde, antikor üretiminde, yoğurt ve turşu gibi gıdaların yapımında bakterilerden yararlanılır.
Arkelerin Biyolojik ve Ekonomik Açıdan Önemi:
Otçulların selülozu sindirmesinde, metan gazı üretiminde, metallerin saflaştırılmasında rol oynarlar.

Protistaların Biyolojik ve Ekonomik Açıdan Önemi:
Madde döngüsünde, çevre temizliğinde, kozmetik ve ilaç sektöründe, inşaat alanında, gıda sanayisinde algler önemli role sahiptir.

Bitkilerin Biyolojik ve Ekonomik Açıdan Önemi:
Bitkiler birçok canlının temel besin kaynağıdır. Mobilya, kâğıt, tekstil ve ilaç üretiminde bitkilerden yararlanılır.

Bitkilerin Biyolojik ve Ekonomik Açıdan Önemi:
Antibiyotik, peynir, ekmek yapımında kullanılır. Saprofit mantarlar doğada organik madde birikimini önler ve azot döngüsünde rol oynar. Şapkalı mantarlar besin kaynağı olarak kullanılabilir.

ÜNİTE : 1 – 4.Konu: Virüsler

• Sınıflandırmada herhangi bir âleme dâhil edilemeyen, cansızlar ile canlılar arasındaki geçiş formu olan bir yapıdır.
• Protein yapılı kılıfları ve bir çeşit nükleik asitleri (ya DNA ya da RNA) vardır. Hücre zarı, sitoplazma, ribozom, enzim sistemleri bulunmaz. Hücresel büyüme görülmez. Zorunlu hücre içi parazitidirler, hücre dışında kristalleşirler. Antibiyotiklerden etkilenmez.
• Sayıları azalmaz. Çok sık mutasyona uğrar. Sadece elektron mikroskobu ile görülebilir. Virüsler, konaklarını protein kılıfları ile tanır. Bu nedenle her virüs çeşidi belirli bir hücre tipinin konakçısı olabilir.Bakteriyofaj
Konak olarak bakteri hücresinde çoğalan virüslere bakteriyofaj denir.
• Baş kısmında protein kılıf bulunur. Bu kılıf içinde bakteriyofajın genetik materyali olan DNA molekülü vardır.
• Kuyruk kısmında iplikcikler bulunur. Bunlar virüsün konağına tutunmasını sağlar. Kuyruk kısmında bulunan delici enzimler ile virüs, konak canlının hücre duvarını deler.

Hakkında HakanYönetici

Cevap bırakın

Yorum yaparak _blank Gizlilik Politikası'>Hizmet Şartlarını kabul etmiş olursunuz.